14 Kasım 2004

"Bayramlık":


"...Muhakkak olan bir taraf varsa, eskinin, hemen yanıbaşımızda, bazan bir mazlum, bazan kaybedilmiş bir cennet, ruh bütünlüğümüzü saklayan bir hazine gibi durması, en ufak bir sarsıntıda serab parıltılarıyla önümüzde açılması, bizi kendisine çağırması, bunu yapmadığı zamanlarda da kendimizden şüphe ettirmesidir..."

Ahmet Hamdi Tanpınar, "Yaşadığım Gibi", 1970

24 Ekim 2004

Bir Eminönü Gezisinden izlenimler...
Fotoğraflar: Abdullah DEMİR
Tarih: 19 Ekim 2004

Resimlerin tamamına ulaşmak için Lütfen tıklayınız:




08 Ekim 2004

TARİHİ İSTANBUL'UN YÖNETİMİ KONFERANSI

Kentsel Yönetim Stratejileri ve Eylem Planı Geliştirme Uluslararası Arama Konferansı.

KONFERANSIN AMACI
UNESCO, İstanbul’un bütüncül ve katılımcı bir yaklaşımla korunmasına yönelik stratejilerin geliştirilme sürecine destek olmak için T.C. Kültür ve Turizm Bakanlığı ve İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı ile birlikte uluslararası bir arama konferansı düzenlemektedir.
Bilindiği gibi, Dünya Mirası Komitesi Temmuz ayı içinde düzenlediği yıllık olağan toplantısında, Türkiye’ye İstanbul kenti yönetim planının hazırlanması için iki yıllık bir sürenin tanınmasına karar vermiştir. Eğer verilen süre içinde bu plan gerçekleştirilemezse, İstanbul, Tehlikede Bulunan Dünya Mirası Listesine alınacağı gibi, bu sürecin sonunda UNESCO Dünya Mirası listesinden çıkarılacaktır. Roma İmparatorluğu, Bizans ve Osmanlı İmparatorluğuna başkentlik yapmış İstanbul’un bu listeden çıkarılması bir felaket olacaktır.
Uluslararası ve yerel uzmanların yaklaşımlarını sunacakları konferansın amacı, katılımcılara tarihi kentler için bütüncül kentsel yönetim stratejilerinin, koruma planlarının, yenileme faaliyetlerine yönelik finansal mekanizmaların, anlaşılır turizm planlarının geliştirmesi gibi konuların tartışılacağı bir forum sağlamak ve İstanbul’un yönetim planı için bir ilk altyapı oluşturmaktır.

6,7,8 Ekim 2004 tarihlerinde İstanbul Ticaret Odası (Eminönü, İstanbul) merkez binasında yapılan Konferans sınırlı sayıda yerel ve uluslararası uzmanın katılacağı bir arama konferansı şeklinde yürütülüyor.

Aktif çalışma günleri olarak değerlendirilen konferansın ilk iki günü kamuoyuna kapalı yapıldı. Üçüncü gün (bugün) çalışmaları ise ilgililere açık şekilde gerçekleştirilecek ve bu çerçevede eylem planı önerisini de içeren “Taslak İstanbul Bildirgesi” kamuoyuna açıklandıktan sonra bilgi ve deneyim paylaşımını amaçlayan oturumlara geçilecektir.

Konferans'ta EMİNÖNÜ PLATFORMU Faruk Boyacı, Mehmet Ata Tansuğ ve Kazım Zoto tarafından temsil ediliyor.

Daha fazla bilgi için bkz:
http://www.ahsap.org/_tr/?prm=news&news_id=11


26 Ağustos 2004

İstanbul âşığı Japon

UNESCO Özel Projeler Direktörü Minja Yang, İstanbul'un Dünya Kültür Mirası Listesi'nden atılmaması için çalışıyor. Ancak 1.5 yılı kalan Türkiye gereken adımları bir türlü atmıyor.
FOTOĞRAF: SELİM EFE ERDEM Japon Yang, 'İstanbul Dünya Kültür Mirası Listesi'nden çıkarılmasın' diye UNESCO'da yalvardım. Kentteki eksiklikler iki yılda rahatça giderilir' dedi.

SELİM EFE ERDEM İSTANBUL - Temmuz ayında Çin'in Suzhou kentinde yaptığı toplantıda, tarihi eserlerin korunması ve eksiklerin tamamlanması için İstanbul'a iki yıllık bir süre tanıyan UNESCO'nun (BM Eğitim, Kültür ve Bilim Örgütü) Özel Projeler Direktörü Minja Yang, tarihi kentin 'eksikliklerini' görüşmek üzere Türkiye'deydi. Büyük eleştiri konusu olan ve 10 yıldır hayata geçirilemeyen Tarihi Yarımada Koruma İmar Planı'na ilişkin çalışmalar yapan Japon direktör Yang, İstanbul'un Dünya Kültür Mirası Listesi'nden çıkarılmaması için Çin'deki toplantıda UNESCO yöneticilerine 'yalvardığını'
söylüyor.

İstanbul'un üç eksiği

Marmaray Projesi'nin İstanbul'un yeniden şekillendirilmesi için bir şans olduğunu belirten Yang, 2006 yılına kadar İstanbul'un tamamlaması gereken üç eksiği bulunduğunu ifade etti: Koruma imar planının tamamlanması, eserlere yatırım için mevzuat düzenleri ve tek bir muhatap kurum. Yang'la İstanbul'u ve kültürel mirası konuştuk.

Bir eser ya da şehrin kültür mirası listesine alınmasının koşulu nedir?

Eserler ve şehirlerin Dünya Mirası Listesi'ne alınması, zamanla farklı süreçlerden geçti. Başlangıçta bir bina tek bir obje gibi düşünülüp korumaya alınırken, zamanla binalar bütünü ve bölgenin topluca korunması ifade edildi. Şimdiyse, bir kültür mirasının doğal veya tarihi değerinin yanı sıra bir hikâyesinin olması özelliği önem kazandı.
Buradaki felsefe, şehrin korunmasının yanı sıra, tarihini anlamak, o şehrin niçin ve nasıl orada bulunduğunun değer kazanması. Dünya üzerinde 600 kadar kültürel varlık, 300 şehir var. Ama büyük bir kısmı, şehrin bir bölümünü kapsıyor.

İstanbul kültür mirasına nasıl alındı, neresi korumada?

Türk hükümeti 1983'te UNESCO'ya başvururak, İstanbul'un Dünya Kültür Mirası Listesi'ne alınmasını istedi.
O başvuru neredeyse İstanbul'un tamamını içeriyordu. Tarihi yarımadanın yanı sıra, Beyoğlu, Üsküdar, Sarıyer ve Boğazlar'ı kapsıyordu. UNESCO, korumayla baş edilebilmesi ve işlerlik kazanması için tarihi yarımadayla sınırlayarak İstanbul'u Dünya Kültür Mirası Listesi'ne aldı. Tarihi Yarımada Surlar, Zeyrek, Sultanahmet ve Sultanahmet'teki eserlerden oluşan dört tampon bölgeye ayrılarak planlandı.

UNESCO, Çin'deki son toplantısında uyarıda bulunarak İstanbul'a iki yıl süre tanıdı. İstanbul'un eksikleri nedir?

UNESCO, Türk hükümetinin bu hareketinden çok mutlu oldu ve bazı taahhütleri
yerine getirmesi şartıyla İstanbul'u Dünya Kültür Mirası Listesi'ne aldı. Listeye girdikten sonra, bazı olmazsa olmazların yerine getirilmesi gerekiyordu. Bunlar plan, kanun ve muhatap kurum. Bunlar çözümlenmezse, içeride bir düzen olmazsa, UNESCO'nun dışarıdan yapabileceği hiçbir şey kalmıyor.

'Hâlâ bir muhatabım yok'

Dokuz yıldır UNESCO temsilcisi olarak İstanbul'a gidip geliyorum, hâlâ bir muhatap bulamadım. Bakanlık, belediye, koruma kurulu, sivil toplum örgütleriyle ayrı ayrı görüşüyorum, farklı konularda 'Bu benim yetki alanımda değil' diyor. Sivil örgütlerde büyük bir enerji var ama dağınık halde. Biz tüm kurumları koordine edecek ve muhatap olacağımız bir kurum bulamadık. 1995'ten beri, koruma planları hazırlanamadı.

2006'ya kadar eksiklikler giderilmezse İstanbul için nasıl bir karar alınacak?

UNESCO'nun 183 ülkenin imza attığı bir Dünya Kültür Mirası listesi var. İstanbul bu listede hiçbir şey yapmadan kalırsa, herkese bu şekilde kötü örnek görünerek örgütün yapısını bozar. Bizim istediğimiz şeyler yapılması imkânsız şeyler değil, en basitini istiyoruz. Koruma planının tamamlanmasını, bir tek muhatap kurum ve kültür miraslarına yatırım için mevzuat düzenlemelerini istiyoruz. Bunlar yapılmazsa, İstanbul Dünya Kültür Mirası Listesi'nden çıkarılarak Risk Altındaki Kültür Mirası Listesi'ne alınır. Bu, herkes için, İstanbul ve UNESCO için çok üzücü olur. Bu listede de sonsuza dek kalamaz, bir süre sonra o listeden de çıkarılır.

Bir şehrin kültür mirası listesinde yer alması ya da çıkarılması ne demek?

İstanbul'un Dünya Kültür Mirası Listesi'nde yer alması bir prestij, listeden çıkarılmasıysa büyük bir itibar kaybı. Bu listede yer almak, direkt bir maddi kazanç sağlamıyor. Ama listeden çıkarılmak çok utandırıcı oluyor. Dünyanın en önemli şehirlerinden biri olan İstanbul'u, kenti kötü yönetiyorsunuz, mirasa sahip çıkamıyorsunuz anlamına geliyor. Gelişmekte olandan öte bir ülke Türkiye, bunu çözemeyecek değil.

UNESCO son kez uyardı. Şimdi İstanbul'da nasıl bir çalışma içindesiniz?

Çin'deki toplantıda İstanbul'un kültür mirası listesinden çıkarılmaması için UNESCO yöneticilerine resmen yalvardım. İstanbul'da yeni bir yönetimin işbaşına geldiğini belirterek son bir şans istedim. Şu anda koruma planı üzerinde duruyoruz ve planı inceliyoruz. Plan ve Marmaray projesi, İstanbul için çok önemli. Marmaray'la, şehir bir raylı sistemle boydan boya birbirine bağlancak, iş ve ikâmet hareketleri çeşitlenecek, İstanbul yeniden yapılanacak. Bazı binalar yıkılacak, yerine yeni yapılar yükselecek. Bu, bir fırsat ve planla iyi değerlendirilmeli.

Haberin adresi: http://www.radikal.com.tr/haber.php?haberno=126038


13 Ağustos 2004

I. SULTANAHMET KULTUR VE TURIZM FESTIVALI BASLIYOR!

Bu sene birincisi düzenlenen Sultanahmet Kültür ve Turizm Festivali kapsamında, tarihi Ayasofya Meydanı’nda ücretsiz konser ve gösteriler düzenlenecek. 15-30 Ağustos arasında düzenlenecek etkinliğin ilk konuğu, Hoşgörü İmparatorluğu adını taşıyor. Genel yönetmenliğini Arda Aydoğan’ın yaptığı tarihi müzikal gösteriyi şef Orhan Şallıel yönetecek. Gösteride özel olarak bestelenmiş bir girişin ardından Osmanlı İstanbulu’ndan dini müzikler, saray müziği, Sefarad şarkıları, sema gösterisi, ney ve klarnetin büyülü ezgileri ve klasik batı müziği örnekleri özel bir kompozisyonla icra edilecek.
Konserlerin hepsi saat 21.00’de başlıyor.
15 Ağustos- Hoşgörü İmparatorluğu (Tarihi Müzikal Gösteri)
17 Ağustos- Ahırkapı Büyük Roman Orkestrası
18 Ağustos- Neşet Ertaş
19 Ağustos- Mevlevi Ayini (Galata Dervişleri)
20 Ağustos- İstanbul Sazendeleri
21 Ağustos- 21.00 Uygur Müzik ve Dans Topluluğu
22 Ağustos- 21.00 Türkü Blues Trockya Blues Topluluğu (Yakarış Müzik Topluluğu)
24 Ağustos- Selanik-Üsküp-İstanbul Vizesiz Yolculuk Buzuki Orhan Osman&İstanbul Brass Band
25 Ağustos- T.C. Kültür ve Turizm Bakanlığı Modern Folk Topluluğu
27 Ağustos- T.C. Kültür ve Turizm Bakanlığı Türk Dünyası Müzik Topluluğu
28 Ağustos- Okay Temiz Ritim Atölyesi
29 Ağustos- Esat Kabaklı ile Kahramanlık Türküleri
30 Ağustos- 21.00 Tuluyhan Uğurlu (Senfoni Türk).
(Hurriyet'te haber)



04 Ağustos 2004

"EMİNÖNÜ'NE İADE-İ İTİBAR" ETKİNLİĞİ...
17. yüzyıldan ‘70’li yılların ortalarına kadar, bünyesinde barındırdığı İstanbul’un en seçkin alışveriş yerleri, “Kapalı Çarşı”sı, “Mısır Çarşısı”, “Sahaflar”ı, “Mahmutpaşa”sı, “Yeşil Direk”i, ülkemizin en tanınmış, köklü eğitim kurumu “İstanbul Üniversitesi” ve –dönemin- “Yüksek Ticaret Okulu” (şimdiki Marmara Üniversitesi) ve burada yerleşik tanınmış aileler ve kurumları ile “tarihi yarımadanın en itibarlı ilçesi” olan Eminönü’ne “itibarının iadesi” istendi... 5 Ağustos 2004, Perşembe sabahı, saat 11.00'de, Mısır Çarşısı Büyük Postahane Kapısı önünde buluşuldu...

Mısır Çarşısı’ndan çıkarak, davul zurna eşliğinde yürüyüş yapan “eski İstanbul esnafı”nı görenler çok şaşırdılar. Bugün de uğraştıkları işleri eskiden yapan “üstad”larının kıyafetlerini giyerek Yeni Camii merdivenlerine dizilen on dolayında “Eski İstanbul esnafı”, Eminönü’ne “itibarının iadesi” isteğini simgeliyordu. Eminönü Belediye Başkanı Nevzat Er, Kaymakam Sabit Kaya ve Eminönü Platformu Başkanı Ayhan Karahan da kafileye katıldı...

Eminönü Platformu kurucularından Kasım Zoto Başkan Nevzat Er'e "Gerçek Eminönü Hemşehrisi" rozeti takıyor...







İstanbul’un “Tarihi Yarımadası”ndaki evrensel kültür mirasına sahip çıkılarak, bundan böyle “çağdaş” ve “birlikte yönetim” ilkelerine uygun olarak davranılması için kurulan “Eminönü Platformu”, “Eminönü Hemşehrilik Beyannamesi İmza Töreni” ve “Hemşehrilik Maruzatı” [1] etkinliklerinden sonra Eminönü’nde kamu, yerel, sivil ve özel kesimlerin işbirliği yapmaya başladığını göstermek için bu kez de böyle bir etkinlik düzenlemişti... İçlerinde Kapalıçarşı ve Mısır Çarşısı Derneği, SİYAD, LASİAD, otelciler, acenteler, taşımacılar, yayıncılar, gönüllü “İstanbulsever” bireylerin de bulunduğu 20 dolayında sivil kuruluş, yerel ve merkezi yönetim ile başlattığı iş ve güçbirliğinin planlama, uygulama ve sonuç alma aşamalarında dayanışma içinde süreceğini kamuoyuna duyurmak için “Eski İstanbul Esnaf Yürüyüşü”nü bir iletişim aracı olarak kullanmayı seçmişti... Kafilede yer alan kişilerin taşıdıkları giysilerin simgelediği meslekler, günümüzde de sürüyordu...


Kafile Yeni Cami kapısına doğru yol aldı...

Meydana çıkış...
Meydana çıkış sırasında Belediye Başkanı, İstanbul Vali Yardımcısı, Kaymakam ve Sivil Toplum temsilcileri halkla birlikte oyun da oynadılar...



Daha sonra Yeni Camii merdivenlerine dizilen "eski İstanbul esnafı"nın önündeki kürsüde gerçek bir "kamu-yerel-sivil" topluluk pankart açarak "Eminönü'ne İade-i İtibar" istedi...


Etkinliğe katılan Eminönü Platformu adına LASİAD Başkanı Ayhan Karahan, Mısır Çarşısı Derneği Başkanı Çetin Palancı, İstanbul Ticaret Odası Başkanı Mehmet Yıldırım, Eminönü Belediye Başkanı Nevzat Er, Eminönü Kaymakamı Sabit Kaya ve İstanbul Vali Yardımcısı Cumhur Güven Taşbaşı kısa birer konuşma yaptılar ve kamu- yerel- sivil- özel işbirliği ile Tarihi Yarımada’nın çekirdeğini oluşturan bu ilçeye eski itibarını kazandırmak için “kararlı” olduklarını söylediler...


Etkinlik sona ererken, işportacılar Meydan'ın işportacılardan arındırmasını protesto ettiler...



[1] "Hemşehrilik Maruzatı" sunumu ve etkinlik haberi için lütfen tıklayınız: http://istanbultarihimerkez.net/2004_02_01_archive.html
Hemşehrilik Beyannamesi İmza Töreni için lütfen tıklayınız: http://istanbultarihimerkez.net/2003_12_01_archive.html
Ayrıntılı Bilgi ve İrtibat için: Eminönü Platformu Sekretaryası: 0212 516 90 52 -53 ve 458 12 49
Faks: 0212 458 12 50 e-posta: lasiad@lasiad.net - z.ari@smtp.yontanitim.com

(NOT: Etkinliğin -yuksek cozunurlukte- olan orijinallerine bağlantılı tüm resimleri bu adreste görebilirsiniz: http://www.eminonuplatformu.org/images/itibar_page1.html )





31 Temmuz 2004

Eminönü'nde işportacıların yerini şimdi sanatçılar aldı


Açıkhava'da Sanat 15 Eylül'e kadar Eminönü Meydanı'nda devam edecek. Sergi turistlerin olduğu kadar halkın ve esnafın da ilgisini çekiyor

AYÇA SÖYLETİR- Milliyet Cumartesi

Eminönü'nde şu günlerde bir açık hava sergisi var. 15 Eylül'e kadar devam edecek olan etkinlikte resim, ebru, çini, hat, tezhip ve minyatür çalışmalarının yanı sıra ressam ve yazarların imza günleri de bulunuyor. Ayrıca Eminönü ve tarihi yarımadayı konu alan bir resim yarışması da gerçekleştirilecek. Arya Sponsorluk ve İletişim Danışmanlığı ile İstanbul Ticaret Odası'nın işbirliği sonucu açılan sergi pazar hariç her gün 11.00 ile 18.00 arası açık. Arya Sponsorluk ve İletişim Danışmanlığı'ndan Arzu Paksoy Açıkhava'da Sanat'a ilginin her gün arttığını söylüyor.
Buradaki serginin yurtdışındakilerden farkı nedir?
Oradaki açık hava sanat merkezleri ağırlıklı olarak portre ve resim üzerinedir, bazılarında karikatür de vardır. Buradakine İstanbul'un ve Eminönü Meydanı'nın tarihi dokusuna uygun geleneksel Türk el sanatları eklendi. Genel olarak Eminönü'nün turistler için bir cazibe merkezi olması planlanıyor.
Eminönü'nü tercih etme nedeniniz bu muydu?
Eminönü Meydanı yıllardır işportacıların hakimiyetindeydi. Belediye, Valilik ve İstanbul Ticaret Odası'nın yoğun çalışması sonucunda işportacılar artık yok. Biz de bu alanı sanatsal aktivitelerle değerlendirmek istedik.
Bu sergiye kimler katılıyor?
Bu projeye başladığımızda üniversitelere ve güzel sanatlar fakültelerine öncelik tanıdık, duyurular astık. Ayrıca gazeteye ilan verdik. Bize başvuran yüzlerce sanatçı arasından seçim yaptık. Hem genç hem de amatör ruhlu sanatçıların olmasına gayret ettik.
En çok ilgi görenler kimler?
Eminönü Meydanı'nın karakteristiğini yansıtan ebru ve hat sanatçıları ile portre çalışması yapan ressamlar...
Buradaki esnafın ve halkın tepkisi nasıl bu sergiye?
Esnafın tepkisi olumlu. Ayrıca İstanbul'u gezdiren turist otobüsleri artık burada indirecek yolcularını.
Toplam kaç sanatçı ve eser var?
Şu anda 17 sanatçı var. Eserleri çok fazla çünkü sürekli üretiyorlar. İkinci dönemde de bu kadar olsa 34-35 olur. Tuvalini, resmini kapan pek çok kişi bize geldi.
Sergidekiler aynı zamanda para da kazanıyorlar mı?
Satıştan gelir alıyorlar. Ayrıca bir ödeme yapılmıyor.


Tarihe şemsiye
TBMM'nin 'son dakika gayretiyle' çıkardığı üç yasa, tarihi ve kültürel eserlerle ilgili faaliyette bulunmak isteyenlerin önünü açtı. 'Koruma' için yerel yönetimlere yetki ve kaynak sağlanıyor...

AHMET KIVANÇ ANKARA - TBMM, 17 Temmuz'da tatile girmeden önce çıkarılan üç yasayla, tarih-kültürel varlıkların korunması amacıyla belediye hayırsever kişi ve şirketler, yöre halkı ve eser sahiplerinin önünü açtı. 2863 Tabiat ve Kültür Varlıkları Kanunu'nda Değişiklik, Kültür Yatırımı ve Kültür Girişimi Kanunu ve sponsorlarla ilgili kanundaki düzenlemeler şöyle:
Belediyelere yetki
Koruma planlarının yapımını desteklemek amacıyla belediyelere dağıtılmak üzere, İller Bankası bütçesine ödenek aktarılacak. Valilikler de bütçe ayıracak. Planlar 2 yılda yapılacak. Koruma Kurulları, planları 6 ay, uygulama projelerini 3 ayda karara bağlayacak.
Belediyelerin yanı sıra diğer kamu kurumları da tescilli yapılar için kamulaştırma yapabilecek.
Koruma, uygulama, denetim bürosu kuran yerel yönetimler, tescilli yapı ve sit alanlarında, ruhsata tabi olmayan tadilat izni yetkisini devralabilecek.
Sit alanı içinde ikamet eden ve işyeri bulunanların katılımıyla denetim birimi kurulacak.
Takas olanağı
Yapı yasağı getirilen alanda malikin talebiyle Hazine arazileri ya da belediye ve il özel idare gayrimenkulleriyle takas yapılabilecek. Belediye ve valilik, bu alanlarla ilgili yapılaşma haklarını, 'aktarım alanı' olarak tespit edilmiş alanlara aktarabilecek, hamiline menkul kıymet verebilecek.
Vatandaştan katkı payı
Projelendirme, kamulaştırma ve uygulama için yerel yönetimlere kaynak sağlanacak. Bu kaynak il sınırları içinde il özel idaresi hesabında toplanarak, valiliğin onayıyla belediyelere kullandırılacak. İlgili belediyeler bu çerçevede emlak vergisinin yüzde 10'u tutarında ayrıca katkı payı tahsil edecek.
Toplu Konut Fonu kredilerinin yüzde 10'u, kültür varlıklarının onarımı için kullandırılacak.
Vergi muafiyetleri
Tescilli yapıların yaşatılması için hazırlanan projelerle ilgili malzeme alımlarında KDV istisnası uygulanacak.
Tescilli taşınmazların malikleri, veraset, intikal vergisi ile tapu harcından muaf olacak.
Tescilli yapılardaki projeler Yapı Denetimi Hakkında Kanun hükümleri ve Kamu İhale Kanunu'ndan muaf tutulacak.
Kültürel faaliyetlerle ilgili sponsorluk harcamalarının tamamı gelir ve kurumlar vergisi matrahından düşülebilecek.
Kaynak: 31.07.2004 RADİKAL:
http://www.radikal.com.tr/veriler/2004/07/31/haber_123679.php
KANUNUN TAM METNİ:
http://www.kultur.gov.tr/portal/yazdir_tr.asp?belgeno=52229


15 Temmuz 2004

Unesco İstanbul'a iki yıl süre tanıdı

Tarihi yarımadada 50 yıl içinde yıkılan eserler aslına uygun olarak yeni baştan yapılacak.

Tarihi eserlerin korunmasında bir ilerleme sağlanmazsa İstanbul 2006 yılında 'Tehdit Altındaki Dünya Mirası Listesi'ne alınacak

http://www.radikal.com.tr/

SUZHOU/İSTANBUL - BM Eğitim, Kültür ve Bilim Örgütü (UNESCO) Kültür Mirası Koruma Komitesi, İstanbul'a tarihi eserlerini koruması için iki yıl süre verdi. Komite, Çin'in Suzhou kentinde yaptığı toplantıda, bu süre içinde ilerleme sağlanmazsa İstanbul'un 'Tehdit Altındaki Dünya Mirası' listesine alınması kararlaştırıldı. Bu durum, İstanbul'un turizm gelirlerinin azalmasına yol açacak.
UNESCO Kültür Mirası Koruma Komitesi'nin yıllık toplantısında, dünya kültür mirası kentlerinin daha iyi korunması kararlaştırıldı. Örgüt, miras sayılan kentlerin turizm akını yüzünden zarar görmesinden endişeleniyor.
UNESCO'nun Ekolojik Bilimler Direktörü Ishwaran, "İyi denetlenmediği takdirde turizm akını, Asya, Avrupa ve Amerika'daki bazı kentlerde bir tehdit unsuru haline gelebilir" dedi. Ishwaran, özellikle Çin'de, Dünya Kültür Mirası Listesi'ndeki kentlerin önemli gelir kaynağı olarak kullanılmasının tarihi eserlerin yıpranmasına yol açtığını belirtti.


İstanbul 19 yıldır listede
1985'te Dünya Kültür Mirası Listesi'ne dahil edilen İstanbul ise Suzhou kentindeki toplantıda, 'çarpık yapılaşma' ve 'tarihi eserlerin iyi korunmaması' nedeniyle gündeme geldi. UNESCO nezdindeki Türk Daimi Temsilciliği'nin girişimleri sayesinde İstanbul, Tehdit Altındaki Dünya Mirası listesine bu yıl alınmadı. Ancak, komite, Türkiye'ye gerekli iyileştirmeleri yapmak için iki yıl süre tanıdı ve 2006'daki toplantısında
İstanbul'un durumunu tekrar ele almayı kararlaştırdı. Bu konuda Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından hazırlanan rapor UNESCO Kültür Mirası Koruma Komitesi'ne sunulmuştur. Bu süre zarfında Türkiye'nin ilerleme raporu vermesi bekleniyor. Tehdit Altındaki Dünya Mirası Listesi'nde 35 kent var.
İstanbul, Dünya Kültür Mirası Listesi'nde, tarihi yarımadanın belirli bölümleriyle yer alıyor. Bunlar, Sultanahmet tarihi sit alanı, İstanbul surları, Süleymaniye, Zeyrek ve Beyoğlu. Bu bölgedeki yüzlerce tarihi eser çoktan yok olmuş durumda. Süleymaniye'de 'yanan' ahşap tarihi evlerin yerinde otoparklar belirdi.


Yapılması gerekenler
Yapımı geciktiği için UNESCO'nun tepkisine yol açan Tarihi Yarımada Koruma Planı çerçevesinde, son 50 yılda yıkılan ve yok olan tarihi eserler yeniden restore edilecek. İstanbul Büyükşehir Belediyesi'nin hazırladığı proje kapsamında ilk etapta, Bizans ve Osmalı dönemlerine ait 15 tarihi esere restore edilerek halkın kullanımına sunulacak. Tarihi yarımadada üç yıl süren envanter çalışması, İstanbul geneline yayılarak tüm kültür mirası saptanacak. Restorasyon projesi hazırlanarak kültür ve tabiat varlıklarını koruma kurulları onayına sunulanlar arasında anıt, dikilitaş, sarnıç, konak, saray, cami, mezarlık, külliye, tekke, kahve, okul gibi yapılar var.
UNESCO Kültür Mirası Koruma Komitesi, geçen mayıs temeli atılan Boğaz Tüpgeçidi ve uzantısında yapılacak demiryolu projesinin tarihi yarımadada hangi eserlere zarar vereceğini sormuştu. UNESCO, özellikle Süleymaniye ve Zeyrek'te son yıllarda yıkılan evler üzerinde durmuştu. Bu eserlerin korunamadığı, bu gidişle İstanbul'un 'Tehdit Altındaki Dünya Mirası Listesi'ne gireceği uyarısında bulunmuştu.


16 Mayıs 2004

SIRKECI SOKAK MUZİKLERİ GECESİ "FEVKALADE" GÜZEL OLDU...






Bu etkinliğe ilişkin görüntülerin albumunu gormek icin lütfen aşağıdaki küçük resmin üzerine tiklayiniz:



Tesekkürler herkese, hepimize...

11 Mayıs 2004

SİRKECİ SOKAK MÜZİĞİ GECELERİ


"Yeni Sirkeci"de "Yeni birşeyler" oluyor...

Ahırkapı'da düzenlenen "Hıdrellez 2004"de etkin biçimde yer alan Eminönü Platformu'nun SİYAD ile işbirliği içindeki yeni etkinliği:

"SİRKECİ SOKAK MÜZİĞİ ŞENLİKLERİ"



"Sokak Bandosu" ile "icraat"a başlayacak müzik grupları:

  • Sürpriz solistler...
    Ayrıca:
  • Boğaziçi Grup: Napoliten müzik, '60'lı yıllar"...
  • Edward Harris - Akordeon
  • Grup Türkü - Özgün Müzik
  • Gürler Türk Fasıl Grubu
  • Gençler Tasavvuf Müziği- Sufi müzik

    SİYAD (Sirkeci Güzelleştirme Derneği) Etkinlik Komitesi "Yeni Sirkeci"de "Yeni birşeyler oluyor..." diyor... Ve davet ediyor:

    "Elbirliği ile gerçekleştirdiğimiz estetik ve moral değişimi, her tür müziğin sokakta icra edildiği ve otantik yiyeceklerin sunulduğu bir etkinlikle kutlamaya karar verdik...
    Davetlisiniz...
    Konuğumuz olmanızdan gurur duyacağız..."


    Tarih: 16 Mayıs 2004, Pazar, 17.00-22.00
    Bilgi için: 0212 520 08 00 - 0533 575 4570
    E-posta
    Basın Bülteni için lütfen tıklayınız:SirkeciSokakMuzigi_HaberBulteni.doc

    Etkinlik Haritası'nın büyük boyutlu olanını görmek isterseniz lütfen aşağıdaki küçük haritanın üzerine tıklayınız:

    * * * *
    "Eski Sirkeci"yi Refik DURBAŞ'ın bir şiiri ile anımsayalım:

    ÇAYLAR ŞİRKETTEN - 2 (*)

    Gençliğin yağmuru yeni düşmüştü bıyıklarıma
    vurdum kendimi yollara

    Zulmüne şivan düşe yoksulluk

    Dünyanın başkenti Sultanahmet
    Anadolu'nun başkenti Sirkeci derler
    bir kış günü akşamın alacasında indim Sirkeci'ye
    dar bir sokak aralığında durdu otobüs
    yüzlerce küçük dükkan camlarında bütün Anadolu
    yüzlerce insan daha önce gördüğüm hiç görmediğim
    emanetçiler: neyim var gençliğimden başka bırakacak
    taksiciler: hangi deftere yazmıştım gurbetliğin adresini
    oteller: yeni çıktım sılamdan bu gece yatmasam da olur
    yüzlerce uğultu kuşu içimde, yüreğim daralıyor..."

    ....
    (*) Kaynak: Şiir Perisi: http://www.siirperisi.net/siir.asp?siir=1003

    Durbaş'ın şiirindeki Sirkeci otellerinin yerinde şimdi tüm dünyadan konuk ağırlayan derli toplu, şık, mantıklı oteller var... 16 Mayıs akşamı diğer katılımcı kuruluşların yanısıra onlar da konuklara mutfaklarından örnekler tattıracaklar...
    Kim, Neler sunuyor?
    "Centrum Hotel" - Piliç Graten - İç Pilav
    Cihan Kebap Salonu - Tavuklu Pilav
    Çin Lokantası - Çin Pilavı
    Efes - Bira
    Erboy Otel - Izgaralar...
    Ersu Otel - Tulumba tatlısı
    Et-İş Lokantası – Arnavut ciğeri
    Gezgin Kebap – Urfa biber dolması- ayva tatlısı
    "Golden Horn" Otel - Çiğ Köfte
    Hamidiye Su
    Hatay Restoran- Künefe
    Hayat Su
    "Home-Made Cafe" – Gözleme
    Imparator Kafe – Çay-Kahve
    "Empire Palace Hotel" - İrmik Helvası
    İpek Palas - Mercimekli köfte ve kısr
    Kardeşler Bolkepçe Lokantası -Zeytinyağlı yaprak sarma
    Kasap Osman Hocapaşalı - Döner ve pilav
    Kavaklıdere - Şarap
    Kebapçı Kardeşler - Kurufasulye pilav
    Kokoreççi Vahap Usta – Kokoreç
    Konya Güvenç Lokantası- Konya Etli ekmek
    Metropol Otel - Krep
    Öz Bolu Lokantası - Prenses Yemeği
    Özler Kebap - Adana Çöp şiş
    Pepsi
    Romans Otel- Meksika takosu
    Serez Otel- Tepsi böreği
    Sude Konak - Sucuk Ekmek
    Sütaş - Ayran
    Tang Meyva Suyu
    Yaşmak Otel - Tavuk döner - kabak tatlısı -ayran

  • 07 Mayıs 2004

    "HIDRELLEZ 2004" ETKİNLİĞİNDEYDİK!



    5 Mayıs Çarşamba akşamı, Ahırkapı sokakları, yılın yaşam sevinci en yoğun toplu etkinliği “HIDRELLEZ 2004’e katılan İstanbullu’lar ve İstanbul gezginleri ile doldu... Yağmur da bu yılın şenliğine bereket getirdi!



    Ahırkapı sokakları, tarihi yarımadada yerleşik kuruluşların öncülüğünde, 5 Mayıs Çarşamba’yı, 6 Mayıs Perşembe’ye bağlayan akşam, yağmura rağmen “Hıdrellez 2004” şenlikleri ile “2004 baharı”nı karşıladı... İstanbul’da belki de “yılın tek toplu yaşam sevinci” yaşandı...

    Bu yılın Hıdrellez şenliklerinde yine tezgahlarda bahar yiyecekleri ve mahalle müzisyenlerinden sokak konserlerinin yanısıra sürprizler de vardı. Örneğin Makedon Koçani Orkestrası, Buzuki Orhan... Armada Garaj’da Ali Poyrazoğlu’nun başlattığı konserde Ahırkapı Büyük Roman Orkestrası, “Koçani Orkestar”, Ahırkapı Küçük Roman Orkestrası, Lüleburgazlı Küçük Hasan icra-i sanat eyledi... Ahırkapı Kereseci Hakkı Sokak’taki evde dizi çeken Uğur Yücel ve arkadaşları Ahırkapı kartpostalları imzaladılar...

    Gece yarısı başlayan yağmura rağmen geleneksel Hıdrellez ateşleri yakılırken, bu yıl “Tarihi Yarımada İçin Eminönü Platformu” üyeleri, bilinçli hemşehrilerin çoğalması ve tarihi yarımadaya sahip çıkması, bu sahiplenişin yarımada sakinlerine bereket getirmesi dileklerini simgeleyen “Hemşehrilik Bereketi” mesajlarını dilek ağacına (“nahıl”) astılar.




    Her yaş ve kategoriden İstanbullu’lar ve İstanbul gezginleri hep birlikte coşturucu müziğin ritmine uyup sokakta oynadılar...
    Yağmura aldıran bile olmadı...
    Bir bahar daha böyle başladı...




    06 Mart 2004

    PLATFORM SÖZCÜLERİ SKY-TV'DE!


    Platform sözcülerinden Tugay Toydemir ve Kasım Zoto, şu anda SKY-TV'de Bülent BERKMAN'ın hazırladığı "Haftanın Renkleri" programında Eminönü Platformu'nun ne olup ne olmadığını anlatıyor, amaçları hakkında açıklama yapıyorlar...

    (Teşekkürler Sayın Berkman!)







    28 Şubat 2004

    PLATFORMUMUZA "DEMOKRASİ ÖDÜLÜ"



    Türk Demokrasi Vakfı (TDV) demokratikleşme ve insan hakları konusundaki ilkeli ve tavizsiz yayınları nedeniyle Radikal ve Zaman gazetesine 'Medya Ödülü' verdi. TDV'nin Balmumcu'daki çalışma ofisinde yapılan törende TBMM'ye verilen '2003 Yılı Demokrasi Büyük Ödülü'nü TBMM Başkanı Bülent Arınç aldı. 'Kamu Kuruluşu Ödülü' TBMM İnsan Hakları Komisyonu adına Mehmet Elkatmış'a, 'Sivil Toplum Kuruluşu Ödülü' Uluslararası Af Örgütü adına Özlem Dalkıran'a, 'Meslek Kuruluşu Ödülü' Türk Tabipler Birliği adına Prof. Dr. Füsun Sayek'e, "2003 Yılında Farkedilenler" dalında ise Başbakanlık İnsan Hakları Komisyonu Başkanlığı, Eminönü Platformu, TÜMİKOM (Milletvekillerini İzleme Komitesi) ve Ekonomistler Platformu ödül aldı.

    Konu ile ilgili ">ZAMAN haberi
    Konu ile ilgili RADİKAL haberi

    24 Şubat 2004

    CNN TÜRK'DE EMİNÖNÜ PLATFORMU


    23 Şubat 2004, Pazartesi saat 12.15'de EMINONU PLATFORMU'nu temsilen Faruk Boyacı ve Tugay Toydemir, Meliha Okur'un CNN TURK'deki canlı programına katıldı...

    MARUZAT hakkında neler yazılıyor?



    Şükran Soner, CUMHURİYET

    Maruzatçıdan Seçmene



    21 Şubat 2004- İşçinin Evreninden köşesi

    Eminönü Platformu'nun önceki gün yapılan yemekli toplantısında, girişte sunulan ''seçmen dimağı açan Ahırkapı Şerbeti'' ni içenler, ''maruzatçı'' olmaktan kurtulup ne ölçüde bilinçli seçmen olacaklarını oyları ile ortaya koyacaklar. Şerbetin Eminönü baharatçılarının kokularını, nefis bir tatla buluşturan formülü herkesin merak konusu oldu. Özel çaba gösterdimse de sırrını vermediler.

    Seçimlerden 41 gün önce Eminönü belediye başkan adayları ile Eminönü Platformu gönüllülerini bir araya getiren toplantı, yerel yönetim-seçimler-seçmen ilişkilerinin sorgulanması, yerel demokrasinin algılanmasında çok ince esprilerle sunulmuş çok ağır dersleri içeriyordu.

    Eminönü sınırları içinde yerleşik turizmciler, ticaret yapanlar, esnaf ağırlıklı, yaşayanların gönüllü kuruluşu Eminönü Platformu, ''böyle gelmiş, böyle gider'' zincirlerini kırmak üzere yola çıkmış gözüküyor. Bu nedenle de, ''kamu-vatandaş'' ile ''yerel yönetim-hemşeri'' ilişkilerinde alışılagelmişin dışına çıkan etkinliklerle karşımızdalar.

    Geçerli olan ilişkilerimizde, ''vatandaş, hemşehri, sivil..'' kavramları anlamlarını yitirmiş olarak bol bol kulanılmakta. Aslında hep yaptığımız şey, bilinçsiz seçmen olarak kendimize göre en iyisini seçip, sonrasında hizmet beklemek. Eminönü Platformu benzeri kuruluşların hep yaptıkları da sonradan seçilenleri ziyaret edip ''maruzat beyanı'' (dileğini, kendinden yukardakinin karar ve onayına sunma) ile sınırlı.

    Eminönü Platformu adına açılış konuşmasını yapan Kasım Zoto işte bu nedenle, yaptıklarının son ''hemşerilik maruzatı'' olması dileklerinin altını çiziyor. Eminönü özelinde oy kullanacakların seçmen bilinci içinde hareket etmelerini, yerel yönetimde görev alacakların da önceden sorumluluklarının bilincinde aday olmalarını, katılımcı, demokratik yerel yönetim ilişkilerinde, Eminönü'nün hak ettiği yere taşınmasını beklediklerini söylüyor.

    İşte bu nedenle Eminönü Platformu olarak seçilecek yeni yönetimden, 2009 yılına kadar olan beklentilerini, adaylara önceden anlatmayı seçmişler. Parti ayrımı gözetmeksizin, Eminönü'ne en iyi hizmeti vereceğine inandıkları kadroya oy verilmesini slogan yapmışlar. Yerel ve genel kamu yönetimlerinin daha önceki sayısız yanlış kararlarının ürünü, tarihi yarımadanın, dev Eminönü'nün sorunlarını, çözüm arayışları ile birlikte özetleyen bir de sunuşları var...

    Turizm, ticaret.. hangi alanda olursa olsun en iyi yatırım ve çalışmaların, yaşanılan tarihi çevre ve kimliğin korunamaması halinde bir işe yaramadığını yaşayarak öğrenmişler. Eminönü, tarihi ve doğal güzellikleri ile korunamadıkça, kimliği, renkleri ile gündüz-gece yaşanan bir yer olmadıkça yapılan yatırımların, harcanan emeklerin havaya uçtuğunu ağır bedel ödeyerek anlamışlar.

    Eminönü'nün kimliğine kavuşması için 2009 yılına kadar en az 30 bin kişiye yetecek kapasitede, tarihi dokuyu da koruyacak konut üretimi ile donanımını istiyorlar. Kültürel yaşam ve üniversiteler eski canlılığına kavuşmalı, ticaret alanları uygar alışveriş ortamlarına dönüşmeli, turizm katma değerinin lafta değil gerçekte Eminönü'nde kaldığı günlere varılmalı.

    Eminönü Platformu adına belgesel nitelikteki sunuşu yapan Mehmet Tansuğ 'un vurgulamalarında, değişime direnmenin kimseye yararı olmayacağı, maruzatçı olmaktan kurtulup, değişimi birlikte karşılamak üzere gerçek hemşehrilik kimliğinin kazanıldığı bir seçim ve yıl olması çabalarının altı çiziliyor. Seçimlerden önce, seçimlerden sonra soluksuz sürdürülecek çalışmalarda öncelikli amaç, Eminönü'nün ekonomik, toplumsal ve tarihi kimliği ile yeniden saygınlığının kazandırılması.

    Gündüz nufusu 2.5 milyon, gece nufusu 50 bin olan Eminönü, yanlış kararlar, yanlış yönetim, ilgisiz seçmen çıkmazında 1990'dan günümüze yüzde 40 göç veren, bir ticaret merkezi, en büyük üniversitenin ev sahibi, kültür merkezi kimliklerini yitirmiş, işportacı merkezi olmuş. İçinde yaşanmayan bir yer izlenimi veriyor. Turizm merkezi yapılmak istenirken de, yaşanmayan bir yerde, yaşama bağlı olmayan bir yerde ne turizm ne ticaret ne de kültür ayakta kalmış. Gelip geçici bir çiğneme alanı, bir atlama tahtası konumuna dönüşmüş.

    İşte şimdi yeniden yaşama dönüştürmenin çabaları, 24 saat, 7 gün yaşayan, yaşatan, önce hemşehrisi sonra ziyaretçisi olan bir yer, yöneticinin amir değil, lider olduğu, aklın egemen kılındığı, çok taraflı katılımcı iyi yönetim modelinin geçerli kılındığı, UNESCO'nun tehdit listesinde olmayacak bir Eminönü için...

    Türkiye'nin her yerinde, yaklaşan yerel seçimler öncesi örgütlenmeler, seçmen ve seçilenlerin daha sağlıklı ilişkileri için bir örnek oluşturması dileği ile Eminönü Platformu çalışmalarını bu köşeye taşıma gereğini duydum.



    soner@cumhuriyet.com.tr




    Oktay Ekinci, Cumhuriyet
    EMİNÖNÜ’NÜN “MARUZATI”…


    ÇED KÖŞESİ - 22 Şubat 2004

    Eminönü… 2600 yılın İstanbul’u… Roma, Bizans ve Osmanlı’nın imparatorluk başkentindeki yönetim merkezi… Türkiye Cumhuriyeti’nin de 40 yıl öncesine kadar ticaret, külltür, bilim, sağlık ve eğitim merkeziydi…
    Bugün, gündüz nüfusu 2,5 milyona yaklaşırken, 1990’daki 83 bin olan gece nüfusu bile 55 bine inen, adeta bir “ıssız geceler” kenti… Ülkenin belki de tek “göç veren” metropolitan ilçesi…
    Çeyrek yüzyıl önceki en ünlü giyim mağazalarının yerini işportacılar doldurmuş; en leziz lokantalarından bazıları dursa bile, belediyelerin “aşevleri” ve “yemek çadırları” arasında kaybolmuş…
    Tarihinden ve uygarlık köklerinden gelen “İstanbul kültürüne” saygısızlık öylesi bir düzeye ulaşmış ki; 300 yıllık “balık-ekmek” geleneği bile anlamsız bir “imar planı” tartışmasına kurban olmak üzere… İmar denince; “mamur etmek” yerine, “mahvetmenin” yaşandığı bir anlayışı içinde, yakında Eminönü’nün doyumsuz balık ekmeği de tarihe karışacak… Çünkü, “planda” yerleri belirtilmediği zaman, Koruma Kurulu da “kaldırın bunları” diyebilecek…
    “EVRENSEL EMANET”
    İşte böylesi bir süreçte, yaklaşık “20 bin” seçmenin oyları, hem 2600 yıllık bir “evrensel emaneti” , hem de 2,5 milyon kişinin gündüz yaşamını yönetecek olanları, 28.Mart.2004’de yeniden belirleyecek…
    Zor bir durum ve dünyanın belki de en ağır kentsel ve toplumsal sorumluluğuyla yüklü bir seçim kararı…
    Sadece 20 bin seçmen, sadece 15 milyonluk İstanbul’un ya da 70 milyonluk Türkiye’nin değil, 6 milyarlık dünyanın ortak mirasını kimlere emanet edecek?…
    Geçen Ağustos (2003) ayında, bir gurup turizm ve tarih sevdalısının oluşturduğu “Tarihi Yarımada İçin Eminönü Platformu”, bu soruya “en doğru” yanıtın verilebilmesi için, 19 Şubat 2004 günü Ahırkapı’daki Citadel Hotel’in ev sahipliğinde bir etkinlik düzenledi.
    Doğruyu bulmaya şimdiden yardımcı olması için de konuklara önce “Seçmen Dimağını Açan Ahırkapı Şerbeti” ikram edildi…
    Platform sözcüsü ve Eminönü’ne Armada Oteli’ni kazandıran Kazım Zoto, dimakla birlikte “gözlerin de açılması” için şunları söyledi; “Yine hep çıkar gurupları adayların peşinde.. Bu kez de bizler, bu ilçenin tarihini ve kültürünü ana sermaye yapmış ve bunun yaşatılmasından ortaklaşa çıkarı olanlar birlik oluşturarak seçmenlere diyoruz ki; sadece korumaya söz verenlere oy verin…”
    “HEMŞERİSİZ” KALMASIN
    Bu dileğin bir anlamda en önemli “maruzat” olduğunu, yani, bir isteği konudaki yetkilinin “karar ve onayına sunmak” anlamına geldiğini “Eminönü hemşehrisi” olarak anlatan Mehmet Tansuğ da etkinliğin genel sunuşunda şunları ekledi; “Hemşehrisiz ziyaretçi de olmaz… Kalan 50 bin kişiyi de uzaklaştırıp, tüm Eminönü’nü sadece otel ve işyeri yapmaya niyetlenen girişimleri de kaygıyla izliyoruz…”
    Eminönü, yerel seçimlerde “hem koruyacak, hem kurtaracak, hem de yaşatacak” bir anlayışa nasıl teslim edilmeli… Bunun için kolları sıvayan platforma tüm Eminönü sakinleri kulak asmalı ve çalışmalara katılmalı…
    Hiç değilse bu seçimlerde artık “birileri”nin değil, mutlaka “Eminönü”nün kazanması için herkes elinden geleni yapmalı…


    Serpil Yılmaz, MİLLİYET


    (alıntı)
    ...İstanbul'da turizmde gelişme beklentisine sektör sahip çıkıyor. Turizmcilerin kurduğu Eminönü Platformu'nun geçtiğimiz gün düzenlenen toplantısına çağrılan tek İstanbul aday adayı Kadir Topbaş olmuştu. Bundan geriye gidersek Turizm ve Otelciler Birliği TÜROB da, Topbaş'ın konuşmacı olarak katıldığı bir öğlen yemeği vermişti. ... Yazının devamı: http://www.milliyet.com.tr/2004/02/21/yazar/yilmaz.html



    20 Şubat 2004

    "Maruzat" hakkında neler yazdılar?


    Melih Aşık, MİLLİYET:

    Eminönü Platformu



    Sultanahmet, Laleli, Kumkapı, Ayasofya, Topkapı Sarayı, Kapalıçarşı, Mısır Çarşısı, İstanbul Üniversitesi, Valilik, oteller ve müzeleri sınırları içinde barındıran Eminönü ilçesinde her şey var, nüfus yok...
    Gündüz nüfusu 2.5 milyon olan Eminönü'nün gece nüfusu topu topu 50 bin kişi. Seçimlerde 18 bin seçmen oy kullanıyor. Son seçimde olduğu gibi 6500 oyla belediye başkanı seçilebiliyor...
    İlçede yaklaşık 100 bin işyeri var ama bu işyeri sahiplerinin yerel seçimlerde oy kullanma ve bölgenin geleceğinde söz söyleme hakkı yok...
    Oteller başta olmak üzere Eminönü'ndeki işyeri sahipleri geleceğe sahip çıkmak amacıyla Eminönü Platformu'nu oluşturdular 5 ay önce...
    Hedeflerden biri belediye sınırları içinde kalan Balat, Zeyrek, Süleymaniye, Kumkapı, Sultanahmet gibi bölgelerde yerleşimi teşvik ederek İstanbul'un özellikle aydın kesimlerini bu bölgelere çekmek...
    Eminönü Platformu üyeleri ilk adımı atmışlar... Bazıları Eminönü sınırları içine taşınmış. 1000 kadar işyeri sahibi ikamet adresi olarak Eminönü'nü göstermiş. Yerel seçimlerde Eminönü'nde oy kullanacaklar... Belediye başkan adaylarını bilgilendirecek, yakından denetleyecekler.
    İstanbul'un serveti, tarihi ve kültürel zenginliğidir...
    Eminönü Platformu'nun bu zenginliği koruma girişimi sevindirici bir gelişme...


    Perihan Çakıroğlu, Finansal Forum

    İşporta merkezi Eminönü nasıl kurtulur?



    Bir yanda Topkapı Sarayı, bir yanda Sultanhamam. Bir yanda Valilik, öteki yanda işportacı ve hamalcı cenneti. Hangisini saysam bilmem ki.
    İstanbul Üniversitesi'nden tutun, Sultanhmet ve Ayasofya'dan çıkın, sonra Laleli'ye geçin "bavul ticareti"ne takılın, oradan Aşirefendi manifaturacılar imparatorluğuna uğrayın, aşağıya inin İstanbul Ticaret Odası'na girin.
    Gündüz nüfusu 2 - 2.5 milyon, gece olunca 50 bin, yerel seçimlerde oy kullanacak seçmen sayısı ise 5 - 6 bin civarında. Ve bu seçmenlerin yüzde 90'ı işportacı, sırt hamalı, otel garson ve komileriyle dükkanlarında yatmak zorunda kalan tezgahtarlardan oluşuyor.
    Böyle kozmopolit bir ilçe, herhalde dünyada çok az, belki de yok. Osmanlı İmparatorluğu'nun beyni ve kalbinin attığı Eminönü'nü padişahlar şimdilerde görselerdi, travma geçirir anında ahrete göçerlerdi.
    50 yıl öncesine kadar İstanbul'un idare, ticaret, kültür ve turizm merkezi olan Eminönü, çağdaş bir sivil platformla uzun yıllar boyunca uğradığı büyük kimlik erozyonundan kurtulmak için büyük bir mücadeleye sahne oluyor.
    "Tarihi Yarımada için Eminönü Platformu" adıyla 5.5 ay önce tamamen gönüllülerce kurulan sivil inisyatifin Cidatel Otel'deki toplantısına katıldım. Konukların yakasında, "Hemşehrilik Beratları" vardı. Armada Otel'in sahibi ve platformun kurucularından Kasım Zotto ile Mehmet Tansuğ, yerel seçimlere 41 gün kala "Hemşehrilik Maruzatı" yani istek ve dileklerini anlattılar. Oysa, bu işler başkan seçilince makama çıkılır, sözlü yapılırdı. İlk amaçları, yaşama mekanı olarak azala azala ancak 5 bin kişinin yaşadığı konut sayısını 30 binlere yükseltebilmek.
    Tansuğ, dünden bugüne Eminönü'nün nereden nereye geldiğini oldukça anlamlı biçimde dile getirirken, çevreme baktım. Yerel seçimlerde oy kullanacak seçmen sayısı 5'i, 10'u geçmiyordu. Daha çok işadamları, yani Eminönü'nün gündüz sakinleri oradaydı. Kürkçü Han'ın yıllanmış kürkçüsü Mustafa Pakoğlu, "Eminönü'nün kurtulması için seçilecek yeni başkanın bizlerle birlikte çok sıkı çalışması gerekiyor" derken, seçimlerde HADEP'in kazanma şansının yüksek olduğunu söylüyordu. Nedenini ise "Oy verecek seçmenlerin yüzde 90'ı Güneydoğu illerinden. Bu yüzden AKP'nin bile işi zor" şeklinde açıklıyordu. Onun yanında oturan Galata Köprüsü'nün altında lokantası ve kahvesi bulunan Ahmet Fazlıoğlu'na döndüm. "Ben seçmenim. Oyumu AKP'li aday Nevzat Er'e vereceğim" dedi. Kesin kararlı olduğunu görünce, "Projelerini mi beğendiğiniz?" diye sordum. "Projeyi boşverin, Erdoğan'ın avukatıdır ve iyi adamdır" cevabı aldım.
    Patform gönüllüleri arasında olan şimdiki SP'li Belediye Başkanı Lütfi Kibiroğlu ise biraz buruktu, sanırım seçilme şansının fazla olmadığını düşünüyordu.
    İşin özeti, Eminönü'nü çağdaş bir kente dönüştürmek için kolları sıvayan platformun, "İş ve Güçbirliği Yaklaşımı" projelerine hepimiz destek vermeliyiz. Başka alternatifi yok. Aksi durumda, tarihi yarımada elden gitmek üzere, haberiniz olsun.




    Şelale Kadak, SABAH:

    Seçmen dimağını açan şerbet'i içecekler mi?



    38 gün! Yerel seçimlerin yapılmasına sadece 38 günümüz var. Benim ilgimi en çok Eminönü'nde yaşananlar çekiyor. Eminönü'ndeki otel ve restoran sahiplerinin katıldığı bir öğlen yemeğindeyim ve kimle konuşsam bana, ikametgahını Eminönü'ne getirdiğini söylüyor.
    Örneğin Kalyon otelinin müdürüyle birlikte 6 çalışanı artık otelde kalıyor. Yerel seçimlerde oylarını da Eminönü'nde kullanacak. Anlaşılan turizmcilerin canına tak etmiş. Özetle "Belediyede seyyar satıcılar kadar bile sözümüz geçmiyor" demeye ve bunu tüm Eminönü'ne ve başkan adaylarına duyurmaya çalışıyorlar. Ne de olsa Eminönü, gündüzden geceye nüfusu en dramatik şekilde düşen ilçelerden biri. Son seçimlerde 50 bin olan nüfusun 18 bini oy kullanmış, Saadet Partisi'nden Lütfi Kibiroğlu, 6 bin 500 oyla belediye başkanı olmuş. Oysa Eminönü'nde gündüz nüfus 2.5 milyona kadar çıkıyor.
    Platform, Hemşehrilik Maruzatı ismini taşıyan toplantıyla ciddi bir kalabalığa da seslenme imkanı bulmuş. Kapıda, yarımadanın en güzel otellerden biri olan Armada'nın patronu Kasım Zoto duruyor. Elinde 'seçmenin dimağını açtığı, bilinçli oy vermesini sağladığı' (!) rivayet edilen Ahırkapı Şerbeti'nden var. Gelen herkese ikram ediyor. Aralarında Kasım Zoto, Yaşmak Sultan Oteli'nin sahibi Taner Yallagöz, Eresinler Otelleri'nin sahibi Müberra Eresin ve Erboya Otel'nin sahibi Faruk Boyacı'nın da bulunduğu bir grup turizmci önderliğinde yürütülen Eminönü Platformu, hem vatandaşlık bilincini artırmaya çalışıyor hem de adaylara "Bizim 1500 civarında oy potansiyelimiz var. Başını yastığa Eminönü'nde koyacak bir belediye başkanı ve birlikte yönetim istiyoruz" diyor.
    Bekar odalarına dikkat!
    Sanıyorum bu platformun ismini yakında çok daha sık duymaya başlayacağız. Başkanı olmayan, sadece sözcüleri olan platform gerçek bir sivil toplum örgütü gibi çalışıyor. Her ne kadar Zoto, "Açık söyleyeyim. Biz de bir menfaat grubuyuz" dese de tarihi yarımadanın kültürel varlığını korumaya çalışan grubun menfaatinin tüm Türkiye'nin menfaatine olduğu çok açık. Bu arada Ankara'da topu topu 320 otel olduğunu düşünürseniz, 525 otelle Eminönü'ndeki olabilecek oy potansiyelini artık siz düşünün. Ama dün kimle konuşsam, en çok bekar odasının Eminönü'nde olduğu ve siyasetçilerin de politikalarını hep bu bekar odalarına yönelik yaptığı şikayetini duydum. Zaten bu nedenle otelciler taşınıyor. Adaylara gelince...Eminönü için Ak Parti, avukat Nevzat Er'in adaylığını açıkladı. Mevcut başkan Saadet Partili Kibiroğlu da yeniden aday. Eski İl Gençlik ve Spor Müdürü Vedat Bayram da DYP adayı.


    ZAMAN:
    Eminönü Platformu, başkan adaylarına maruzatlarını anlattı



    İstanbul’un tarihi yarımadası Eminönü’nde kurulan platform, 41 gün sonra seçilecek belediye başkan adaylarına sıkıntı ve isteklerinden oluşan ‘maruzat’larını sundu.

    Eminönü Platformu, daha önce düzenlediği Eminönü Hemşehrilik Beyannamesi’nden sonra bu kez isteklerinden oluşan ‘Maruzat’ı ilçeyi yönetmeye talip başkan adaylarına anlattı. Citadel Otel’de düzenlenen programın açılış konuşmasını yapan platform sözcüsü Kasım Zoto, dünyanın yerelleşmesine rağmen standartların global olduğunu belirterek “41 gün sonra değil, biz şimdi maruzatımızı anlatıyoruz.” dedi. Yapılan kısa konuşmanın ardından toplantıya katılanlara söz hakkı verilmeden ‘Maruzat’a geçildi. Slayt gösterisi ile aktarılan sunumda 2003 Ağustos ayında kurulan platformun Eminönü’nde iş hayatı olan, ancak burada ikamet etmeyen insanları ilçenin yönetimine katılmaya teşvik ettiği belirtildi.

    Toplantıya katılan siyasiler ve belediye başkan adaylarına şu maruzatlar iletildi: En az 30 bin kişiye yetecek kapasitede konut üretilmeli, kültürel yaşam ve üniversiteler eski canlılığına kavuşturulmalı, turizmin katma değerinin ‘Lafta değil, gerçekte’ Eminönü’nde kaldığı günlere varılmalı. Toplantıya Eminönü başkan adaylarından SP’li Lütfi Kibiroğlu ve DYP’li Vedat Bayram ile CHP’liler katılırken, AK Parti başkan adayı Nevzat Er iştirak etmedi. Platformun aralık ayında yaptığı Hemşehrilik Beyannamesi’ne 5 binin üzerinde katılım olduğu öğrenildi.

    Murat Alavar, YENİ ŞAFAK:
    Tarihi yarımadanın 'maruzatı' var



    Eminönü Platformu, kendi üyeleri ve siyasileri biraraya getirdiği toplantıda 'vaadlerle oy kazanma devrinin sona ermesini' içeren "Hemşehrilik maruzatı"nı sundu.

    Eminönü Platformu, seçimlere 41 gün kala Tarihi Yarımada Eminönü için "Hemşehrilik Maruzatı"nı açıkladı.

    Sultanahmet sahilindeki Citadel Otel'de düzenlenen toplantıda, Eminönü Platformu yetkilileri, siyasi parti temsilcilerinden talep ettikleri arzu ve isteklerini dile getirdiler. Etkinliğe, Eminönü Belediye Başkanı Lütfi Kibiroğlu, DYP Eminönü Belediye Başkan adayı Vedat Bayram, Mimarlar ve Mühendisler Odası Genel Başkanı Oktay Ekinci, Eminönü Platformu Sözcüler Kurulu Üyeleri Kasım Zoto, Taner Yallagöz, Faruk Boyacı, Müberra Eresin ve çok sayıda platform üyeleri katıldı.

    EMİNÖNÜ 'OTOPARK' OLMASIN

    Etkinlikte, platform yetkilileri tarafından hoşgeldin konuşmasının yapılmasının ardından, "Hemşehrilik Maruzatı" sunumu gerçekleştirildi. Sunumda, Laleli'den Mısır Çarşısı'na, geçmişte cazibe merkezi olan alışveriş alanının tekrar canlandırılması istendi. Eminönü'nin bir minibüs ve otobüs parkı olmasından kurutulması gerektiği belirtilen maruzatta, ilçenin İstanbul yaşam kültürünü ve tarihini tanıtma amaçlı, turizm, alışveriş, kültür ve eğitim bölgesi olması gerektiğine dikkat çekildi. Sunumda ayrıca, siyasilere 2009'un Eminönü için yeni bir başlangıcın yılı olması gerektiği de ifade edildi.









    19 Şubat 2004 Sunumları web sitemizde!



    "Hemşehrilik Maruzatı"

    "İşbirliği - Güçbirliği Yaklaşımı

    (Power Point formatındaki sunumların indirilmesi bağlantı hızınıza göre zaman alabilir...)

    19 Şubat 2004

    MARUZAT DÖNEMİNE SON!
    ÇOK TARAFLI, BİRLİKTE İYİ YÖNETİME EVET!





    Bugün 19 Şubat 2004, Perşembe günü, Sultanahmet sahilindeki Citadel Otel’de Eminönü Belediye Başkanı ve başkan adaylarının da izlediği etkinliğe katılanlar, önce Eminönü Platformu’nun bundan önce düzenlediği “Eminönü Hemşehrilik Beyannamesi İmza Töreni”nde imzalanan beyannameleri arasından geçerek toplantıya girdiler...
    Bu sırada konuklara “Seçmenin dimağını açan, Bilinçli Oy atmasını sağlayan"(!) "Eminönü İksiri" ikram edildi. Daha sonra “Hemşehrilik Maruzatı” sunumuna geçildi. Sözcük anlamı “Mevkii veya makam bakımından kendinden büyük birine sunulan dilek’ olan ‘Maruzat’ devrinin kapanıp, çok taraflı, birlikte iyi bir yönetim tarzının temellerinin atılması” gereğine dikkat çekildi. Bu bağlamda; 2003 Ağustos’unda kurulan Eminönü Platformu’nun, “Tarihi yarımadada ikamet ederek, gerçek hemşehri ve bilinçli seçmen olma yolunda çalışmalar yapmak amacıyla" kurulduğu vurgulandı. Sunumun ikinci bölümünde Platform’un iş ve güçbirliği yaklaşımı anlatıldı ve beklentiler şöyle özetlendi:
    “2009’a kadar beklentilerimiz:
    En az 30 bin kişiye yetecek kapasitede (tarihi binalardan faydalanılarak) konut üretilmeli,
    Kültürel yaşam ve üniversiteler eski canlılığına kavuşmalı,
    Ticaret alanları uygar alış-veriş ortamlarına dönüşmeli,
    Turizmin katma değerinin “lafta değil, gerçekte” Eminönü’nde kaldığı günlere varılmalıdır!”



    Eminönü İksiri! Muberra Eresin, Kasım Zoto, Taner Yallagöz

    CNN Türk röportajda...

    Hürriyet'ten Süleyman Arat "iksir"i deniyor!

    Melih Aşık, Faruk Boyacı ile...

    Perihan Çakıroğlu, (Finansal Forum) konuklarla...

    Şükran Soner ve Oktay Ekinci (Cumhuriyet)

    Şelale Kadak (Sabah) konuklardan Talha Çamaş ve Tavit Köletavitoğlu ile

    Kasım Zoto açışı yaparken...



    03 Şubat 2004

    YENİ BİR ETKİNLİK DAHA DÜZENLİYORUZ!


    "HEMŞEHRİLİK MARUZATI" ve "PLATFORMUN YAKLAŞIMI"!


    19 Şubat 2004, Perşembe günü, 12.00-14.30 saatleri arasında Citadel Otel’de (*) toplantı yapılıyor!

    Gündem:
    Eminönü’ne itibarının iadesi ve tarihi yarımadaya gerçekten sahip çıkılarak, ilçenin ve ilçede yaşayanların yaşam kalitesinin yükseltilmesi için sivil iş ve güçbirliği, "maruzat" döneminin kapanışı, "gerçek hemşehrilik ve çok taraflı iyi yönetim talepleri"nin başlatılması...

    (*) Adres:
    Kennedy Cad. Sahilyolu No:32 Ahırkapı
    34400 Sultanahmet / İstanbul
    Sınırlı sayıda ve "Davetiyeli" Katılım İçin İletişim: Cengiz Yılmaz- Koordinatör
    Tel: 0212 5200800 Faks: 0212 5144305 cengizyilmaz@eminonuplatformu.org