28 Şubat 2004

PLATFORMUMUZA "DEMOKRASİ ÖDÜLÜ"



Türk Demokrasi Vakfı (TDV) demokratikleşme ve insan hakları konusundaki ilkeli ve tavizsiz yayınları nedeniyle Radikal ve Zaman gazetesine 'Medya Ödülü' verdi. TDV'nin Balmumcu'daki çalışma ofisinde yapılan törende TBMM'ye verilen '2003 Yılı Demokrasi Büyük Ödülü'nü TBMM Başkanı Bülent Arınç aldı. 'Kamu Kuruluşu Ödülü' TBMM İnsan Hakları Komisyonu adına Mehmet Elkatmış'a, 'Sivil Toplum Kuruluşu Ödülü' Uluslararası Af Örgütü adına Özlem Dalkıran'a, 'Meslek Kuruluşu Ödülü' Türk Tabipler Birliği adına Prof. Dr. Füsun Sayek'e, "2003 Yılında Farkedilenler" dalında ise Başbakanlık İnsan Hakları Komisyonu Başkanlığı, Eminönü Platformu, TÜMİKOM (Milletvekillerini İzleme Komitesi) ve Ekonomistler Platformu ödül aldı.

Konu ile ilgili ">ZAMAN haberi
Konu ile ilgili RADİKAL haberi

24 Şubat 2004

CNN TÜRK'DE EMİNÖNÜ PLATFORMU


23 Şubat 2004, Pazartesi saat 12.15'de EMINONU PLATFORMU'nu temsilen Faruk Boyacı ve Tugay Toydemir, Meliha Okur'un CNN TURK'deki canlı programına katıldı...

MARUZAT hakkında neler yazılıyor?



Şükran Soner, CUMHURİYET

Maruzatçıdan Seçmene



21 Şubat 2004- İşçinin Evreninden köşesi

Eminönü Platformu'nun önceki gün yapılan yemekli toplantısında, girişte sunulan ''seçmen dimağı açan Ahırkapı Şerbeti'' ni içenler, ''maruzatçı'' olmaktan kurtulup ne ölçüde bilinçli seçmen olacaklarını oyları ile ortaya koyacaklar. Şerbetin Eminönü baharatçılarının kokularını, nefis bir tatla buluşturan formülü herkesin merak konusu oldu. Özel çaba gösterdimse de sırrını vermediler.

Seçimlerden 41 gün önce Eminönü belediye başkan adayları ile Eminönü Platformu gönüllülerini bir araya getiren toplantı, yerel yönetim-seçimler-seçmen ilişkilerinin sorgulanması, yerel demokrasinin algılanmasında çok ince esprilerle sunulmuş çok ağır dersleri içeriyordu.

Eminönü sınırları içinde yerleşik turizmciler, ticaret yapanlar, esnaf ağırlıklı, yaşayanların gönüllü kuruluşu Eminönü Platformu, ''böyle gelmiş, böyle gider'' zincirlerini kırmak üzere yola çıkmış gözüküyor. Bu nedenle de, ''kamu-vatandaş'' ile ''yerel yönetim-hemşeri'' ilişkilerinde alışılagelmişin dışına çıkan etkinliklerle karşımızdalar.

Geçerli olan ilişkilerimizde, ''vatandaş, hemşehri, sivil..'' kavramları anlamlarını yitirmiş olarak bol bol kulanılmakta. Aslında hep yaptığımız şey, bilinçsiz seçmen olarak kendimize göre en iyisini seçip, sonrasında hizmet beklemek. Eminönü Platformu benzeri kuruluşların hep yaptıkları da sonradan seçilenleri ziyaret edip ''maruzat beyanı'' (dileğini, kendinden yukardakinin karar ve onayına sunma) ile sınırlı.

Eminönü Platformu adına açılış konuşmasını yapan Kasım Zoto işte bu nedenle, yaptıklarının son ''hemşerilik maruzatı'' olması dileklerinin altını çiziyor. Eminönü özelinde oy kullanacakların seçmen bilinci içinde hareket etmelerini, yerel yönetimde görev alacakların da önceden sorumluluklarının bilincinde aday olmalarını, katılımcı, demokratik yerel yönetim ilişkilerinde, Eminönü'nün hak ettiği yere taşınmasını beklediklerini söylüyor.

İşte bu nedenle Eminönü Platformu olarak seçilecek yeni yönetimden, 2009 yılına kadar olan beklentilerini, adaylara önceden anlatmayı seçmişler. Parti ayrımı gözetmeksizin, Eminönü'ne en iyi hizmeti vereceğine inandıkları kadroya oy verilmesini slogan yapmışlar. Yerel ve genel kamu yönetimlerinin daha önceki sayısız yanlış kararlarının ürünü, tarihi yarımadanın, dev Eminönü'nün sorunlarını, çözüm arayışları ile birlikte özetleyen bir de sunuşları var...

Turizm, ticaret.. hangi alanda olursa olsun en iyi yatırım ve çalışmaların, yaşanılan tarihi çevre ve kimliğin korunamaması halinde bir işe yaramadığını yaşayarak öğrenmişler. Eminönü, tarihi ve doğal güzellikleri ile korunamadıkça, kimliği, renkleri ile gündüz-gece yaşanan bir yer olmadıkça yapılan yatırımların, harcanan emeklerin havaya uçtuğunu ağır bedel ödeyerek anlamışlar.

Eminönü'nün kimliğine kavuşması için 2009 yılına kadar en az 30 bin kişiye yetecek kapasitede, tarihi dokuyu da koruyacak konut üretimi ile donanımını istiyorlar. Kültürel yaşam ve üniversiteler eski canlılığına kavuşmalı, ticaret alanları uygar alışveriş ortamlarına dönüşmeli, turizm katma değerinin lafta değil gerçekte Eminönü'nde kaldığı günlere varılmalı.

Eminönü Platformu adına belgesel nitelikteki sunuşu yapan Mehmet Tansuğ 'un vurgulamalarında, değişime direnmenin kimseye yararı olmayacağı, maruzatçı olmaktan kurtulup, değişimi birlikte karşılamak üzere gerçek hemşehrilik kimliğinin kazanıldığı bir seçim ve yıl olması çabalarının altı çiziliyor. Seçimlerden önce, seçimlerden sonra soluksuz sürdürülecek çalışmalarda öncelikli amaç, Eminönü'nün ekonomik, toplumsal ve tarihi kimliği ile yeniden saygınlığının kazandırılması.

Gündüz nufusu 2.5 milyon, gece nufusu 50 bin olan Eminönü, yanlış kararlar, yanlış yönetim, ilgisiz seçmen çıkmazında 1990'dan günümüze yüzde 40 göç veren, bir ticaret merkezi, en büyük üniversitenin ev sahibi, kültür merkezi kimliklerini yitirmiş, işportacı merkezi olmuş. İçinde yaşanmayan bir yer izlenimi veriyor. Turizm merkezi yapılmak istenirken de, yaşanmayan bir yerde, yaşama bağlı olmayan bir yerde ne turizm ne ticaret ne de kültür ayakta kalmış. Gelip geçici bir çiğneme alanı, bir atlama tahtası konumuna dönüşmüş.

İşte şimdi yeniden yaşama dönüştürmenin çabaları, 24 saat, 7 gün yaşayan, yaşatan, önce hemşehrisi sonra ziyaretçisi olan bir yer, yöneticinin amir değil, lider olduğu, aklın egemen kılındığı, çok taraflı katılımcı iyi yönetim modelinin geçerli kılındığı, UNESCO'nun tehdit listesinde olmayacak bir Eminönü için...

Türkiye'nin her yerinde, yaklaşan yerel seçimler öncesi örgütlenmeler, seçmen ve seçilenlerin daha sağlıklı ilişkileri için bir örnek oluşturması dileği ile Eminönü Platformu çalışmalarını bu köşeye taşıma gereğini duydum.



soner@cumhuriyet.com.tr




Oktay Ekinci, Cumhuriyet
EMİNÖNÜ’NÜN “MARUZATI”…


ÇED KÖŞESİ - 22 Şubat 2004

Eminönü… 2600 yılın İstanbul’u… Roma, Bizans ve Osmanlı’nın imparatorluk başkentindeki yönetim merkezi… Türkiye Cumhuriyeti’nin de 40 yıl öncesine kadar ticaret, külltür, bilim, sağlık ve eğitim merkeziydi…
Bugün, gündüz nüfusu 2,5 milyona yaklaşırken, 1990’daki 83 bin olan gece nüfusu bile 55 bine inen, adeta bir “ıssız geceler” kenti… Ülkenin belki de tek “göç veren” metropolitan ilçesi…
Çeyrek yüzyıl önceki en ünlü giyim mağazalarının yerini işportacılar doldurmuş; en leziz lokantalarından bazıları dursa bile, belediyelerin “aşevleri” ve “yemek çadırları” arasında kaybolmuş…
Tarihinden ve uygarlık köklerinden gelen “İstanbul kültürüne” saygısızlık öylesi bir düzeye ulaşmış ki; 300 yıllık “balık-ekmek” geleneği bile anlamsız bir “imar planı” tartışmasına kurban olmak üzere… İmar denince; “mamur etmek” yerine, “mahvetmenin” yaşandığı bir anlayışı içinde, yakında Eminönü’nün doyumsuz balık ekmeği de tarihe karışacak… Çünkü, “planda” yerleri belirtilmediği zaman, Koruma Kurulu da “kaldırın bunları” diyebilecek…
“EVRENSEL EMANET”
İşte böylesi bir süreçte, yaklaşık “20 bin” seçmenin oyları, hem 2600 yıllık bir “evrensel emaneti” , hem de 2,5 milyon kişinin gündüz yaşamını yönetecek olanları, 28.Mart.2004’de yeniden belirleyecek…
Zor bir durum ve dünyanın belki de en ağır kentsel ve toplumsal sorumluluğuyla yüklü bir seçim kararı…
Sadece 20 bin seçmen, sadece 15 milyonluk İstanbul’un ya da 70 milyonluk Türkiye’nin değil, 6 milyarlık dünyanın ortak mirasını kimlere emanet edecek?…
Geçen Ağustos (2003) ayında, bir gurup turizm ve tarih sevdalısının oluşturduğu “Tarihi Yarımada İçin Eminönü Platformu”, bu soruya “en doğru” yanıtın verilebilmesi için, 19 Şubat 2004 günü Ahırkapı’daki Citadel Hotel’in ev sahipliğinde bir etkinlik düzenledi.
Doğruyu bulmaya şimdiden yardımcı olması için de konuklara önce “Seçmen Dimağını Açan Ahırkapı Şerbeti” ikram edildi…
Platform sözcüsü ve Eminönü’ne Armada Oteli’ni kazandıran Kazım Zoto, dimakla birlikte “gözlerin de açılması” için şunları söyledi; “Yine hep çıkar gurupları adayların peşinde.. Bu kez de bizler, bu ilçenin tarihini ve kültürünü ana sermaye yapmış ve bunun yaşatılmasından ortaklaşa çıkarı olanlar birlik oluşturarak seçmenlere diyoruz ki; sadece korumaya söz verenlere oy verin…”
“HEMŞERİSİZ” KALMASIN
Bu dileğin bir anlamda en önemli “maruzat” olduğunu, yani, bir isteği konudaki yetkilinin “karar ve onayına sunmak” anlamına geldiğini “Eminönü hemşehrisi” olarak anlatan Mehmet Tansuğ da etkinliğin genel sunuşunda şunları ekledi; “Hemşehrisiz ziyaretçi de olmaz… Kalan 50 bin kişiyi de uzaklaştırıp, tüm Eminönü’nü sadece otel ve işyeri yapmaya niyetlenen girişimleri de kaygıyla izliyoruz…”
Eminönü, yerel seçimlerde “hem koruyacak, hem kurtaracak, hem de yaşatacak” bir anlayışa nasıl teslim edilmeli… Bunun için kolları sıvayan platforma tüm Eminönü sakinleri kulak asmalı ve çalışmalara katılmalı…
Hiç değilse bu seçimlerde artık “birileri”nin değil, mutlaka “Eminönü”nün kazanması için herkes elinden geleni yapmalı…


Serpil Yılmaz, MİLLİYET


(alıntı)
...İstanbul'da turizmde gelişme beklentisine sektör sahip çıkıyor. Turizmcilerin kurduğu Eminönü Platformu'nun geçtiğimiz gün düzenlenen toplantısına çağrılan tek İstanbul aday adayı Kadir Topbaş olmuştu. Bundan geriye gidersek Turizm ve Otelciler Birliği TÜROB da, Topbaş'ın konuşmacı olarak katıldığı bir öğlen yemeği vermişti. ... Yazının devamı: http://www.milliyet.com.tr/2004/02/21/yazar/yilmaz.html



20 Şubat 2004

"Maruzat" hakkında neler yazdılar?


Melih Aşık, MİLLİYET:

Eminönü Platformu



Sultanahmet, Laleli, Kumkapı, Ayasofya, Topkapı Sarayı, Kapalıçarşı, Mısır Çarşısı, İstanbul Üniversitesi, Valilik, oteller ve müzeleri sınırları içinde barındıran Eminönü ilçesinde her şey var, nüfus yok...
Gündüz nüfusu 2.5 milyon olan Eminönü'nün gece nüfusu topu topu 50 bin kişi. Seçimlerde 18 bin seçmen oy kullanıyor. Son seçimde olduğu gibi 6500 oyla belediye başkanı seçilebiliyor...
İlçede yaklaşık 100 bin işyeri var ama bu işyeri sahiplerinin yerel seçimlerde oy kullanma ve bölgenin geleceğinde söz söyleme hakkı yok...
Oteller başta olmak üzere Eminönü'ndeki işyeri sahipleri geleceğe sahip çıkmak amacıyla Eminönü Platformu'nu oluşturdular 5 ay önce...
Hedeflerden biri belediye sınırları içinde kalan Balat, Zeyrek, Süleymaniye, Kumkapı, Sultanahmet gibi bölgelerde yerleşimi teşvik ederek İstanbul'un özellikle aydın kesimlerini bu bölgelere çekmek...
Eminönü Platformu üyeleri ilk adımı atmışlar... Bazıları Eminönü sınırları içine taşınmış. 1000 kadar işyeri sahibi ikamet adresi olarak Eminönü'nü göstermiş. Yerel seçimlerde Eminönü'nde oy kullanacaklar... Belediye başkan adaylarını bilgilendirecek, yakından denetleyecekler.
İstanbul'un serveti, tarihi ve kültürel zenginliğidir...
Eminönü Platformu'nun bu zenginliği koruma girişimi sevindirici bir gelişme...


Perihan Çakıroğlu, Finansal Forum

İşporta merkezi Eminönü nasıl kurtulur?



Bir yanda Topkapı Sarayı, bir yanda Sultanhamam. Bir yanda Valilik, öteki yanda işportacı ve hamalcı cenneti. Hangisini saysam bilmem ki.
İstanbul Üniversitesi'nden tutun, Sultanhmet ve Ayasofya'dan çıkın, sonra Laleli'ye geçin "bavul ticareti"ne takılın, oradan Aşirefendi manifaturacılar imparatorluğuna uğrayın, aşağıya inin İstanbul Ticaret Odası'na girin.
Gündüz nüfusu 2 - 2.5 milyon, gece olunca 50 bin, yerel seçimlerde oy kullanacak seçmen sayısı ise 5 - 6 bin civarında. Ve bu seçmenlerin yüzde 90'ı işportacı, sırt hamalı, otel garson ve komileriyle dükkanlarında yatmak zorunda kalan tezgahtarlardan oluşuyor.
Böyle kozmopolit bir ilçe, herhalde dünyada çok az, belki de yok. Osmanlı İmparatorluğu'nun beyni ve kalbinin attığı Eminönü'nü padişahlar şimdilerde görselerdi, travma geçirir anında ahrete göçerlerdi.
50 yıl öncesine kadar İstanbul'un idare, ticaret, kültür ve turizm merkezi olan Eminönü, çağdaş bir sivil platformla uzun yıllar boyunca uğradığı büyük kimlik erozyonundan kurtulmak için büyük bir mücadeleye sahne oluyor.
"Tarihi Yarımada için Eminönü Platformu" adıyla 5.5 ay önce tamamen gönüllülerce kurulan sivil inisyatifin Cidatel Otel'deki toplantısına katıldım. Konukların yakasında, "Hemşehrilik Beratları" vardı. Armada Otel'in sahibi ve platformun kurucularından Kasım Zotto ile Mehmet Tansuğ, yerel seçimlere 41 gün kala "Hemşehrilik Maruzatı" yani istek ve dileklerini anlattılar. Oysa, bu işler başkan seçilince makama çıkılır, sözlü yapılırdı. İlk amaçları, yaşama mekanı olarak azala azala ancak 5 bin kişinin yaşadığı konut sayısını 30 binlere yükseltebilmek.
Tansuğ, dünden bugüne Eminönü'nün nereden nereye geldiğini oldukça anlamlı biçimde dile getirirken, çevreme baktım. Yerel seçimlerde oy kullanacak seçmen sayısı 5'i, 10'u geçmiyordu. Daha çok işadamları, yani Eminönü'nün gündüz sakinleri oradaydı. Kürkçü Han'ın yıllanmış kürkçüsü Mustafa Pakoğlu, "Eminönü'nün kurtulması için seçilecek yeni başkanın bizlerle birlikte çok sıkı çalışması gerekiyor" derken, seçimlerde HADEP'in kazanma şansının yüksek olduğunu söylüyordu. Nedenini ise "Oy verecek seçmenlerin yüzde 90'ı Güneydoğu illerinden. Bu yüzden AKP'nin bile işi zor" şeklinde açıklıyordu. Onun yanında oturan Galata Köprüsü'nün altında lokantası ve kahvesi bulunan Ahmet Fazlıoğlu'na döndüm. "Ben seçmenim. Oyumu AKP'li aday Nevzat Er'e vereceğim" dedi. Kesin kararlı olduğunu görünce, "Projelerini mi beğendiğiniz?" diye sordum. "Projeyi boşverin, Erdoğan'ın avukatıdır ve iyi adamdır" cevabı aldım.
Patform gönüllüleri arasında olan şimdiki SP'li Belediye Başkanı Lütfi Kibiroğlu ise biraz buruktu, sanırım seçilme şansının fazla olmadığını düşünüyordu.
İşin özeti, Eminönü'nü çağdaş bir kente dönüştürmek için kolları sıvayan platformun, "İş ve Güçbirliği Yaklaşımı" projelerine hepimiz destek vermeliyiz. Başka alternatifi yok. Aksi durumda, tarihi yarımada elden gitmek üzere, haberiniz olsun.




Şelale Kadak, SABAH:

Seçmen dimağını açan şerbet'i içecekler mi?



38 gün! Yerel seçimlerin yapılmasına sadece 38 günümüz var. Benim ilgimi en çok Eminönü'nde yaşananlar çekiyor. Eminönü'ndeki otel ve restoran sahiplerinin katıldığı bir öğlen yemeğindeyim ve kimle konuşsam bana, ikametgahını Eminönü'ne getirdiğini söylüyor.
Örneğin Kalyon otelinin müdürüyle birlikte 6 çalışanı artık otelde kalıyor. Yerel seçimlerde oylarını da Eminönü'nde kullanacak. Anlaşılan turizmcilerin canına tak etmiş. Özetle "Belediyede seyyar satıcılar kadar bile sözümüz geçmiyor" demeye ve bunu tüm Eminönü'ne ve başkan adaylarına duyurmaya çalışıyorlar. Ne de olsa Eminönü, gündüzden geceye nüfusu en dramatik şekilde düşen ilçelerden biri. Son seçimlerde 50 bin olan nüfusun 18 bini oy kullanmış, Saadet Partisi'nden Lütfi Kibiroğlu, 6 bin 500 oyla belediye başkanı olmuş. Oysa Eminönü'nde gündüz nüfus 2.5 milyona kadar çıkıyor.
Platform, Hemşehrilik Maruzatı ismini taşıyan toplantıyla ciddi bir kalabalığa da seslenme imkanı bulmuş. Kapıda, yarımadanın en güzel otellerden biri olan Armada'nın patronu Kasım Zoto duruyor. Elinde 'seçmenin dimağını açtığı, bilinçli oy vermesini sağladığı' (!) rivayet edilen Ahırkapı Şerbeti'nden var. Gelen herkese ikram ediyor. Aralarında Kasım Zoto, Yaşmak Sultan Oteli'nin sahibi Taner Yallagöz, Eresinler Otelleri'nin sahibi Müberra Eresin ve Erboya Otel'nin sahibi Faruk Boyacı'nın da bulunduğu bir grup turizmci önderliğinde yürütülen Eminönü Platformu, hem vatandaşlık bilincini artırmaya çalışıyor hem de adaylara "Bizim 1500 civarında oy potansiyelimiz var. Başını yastığa Eminönü'nde koyacak bir belediye başkanı ve birlikte yönetim istiyoruz" diyor.
Bekar odalarına dikkat!
Sanıyorum bu platformun ismini yakında çok daha sık duymaya başlayacağız. Başkanı olmayan, sadece sözcüleri olan platform gerçek bir sivil toplum örgütü gibi çalışıyor. Her ne kadar Zoto, "Açık söyleyeyim. Biz de bir menfaat grubuyuz" dese de tarihi yarımadanın kültürel varlığını korumaya çalışan grubun menfaatinin tüm Türkiye'nin menfaatine olduğu çok açık. Bu arada Ankara'da topu topu 320 otel olduğunu düşünürseniz, 525 otelle Eminönü'ndeki olabilecek oy potansiyelini artık siz düşünün. Ama dün kimle konuşsam, en çok bekar odasının Eminönü'nde olduğu ve siyasetçilerin de politikalarını hep bu bekar odalarına yönelik yaptığı şikayetini duydum. Zaten bu nedenle otelciler taşınıyor. Adaylara gelince...Eminönü için Ak Parti, avukat Nevzat Er'in adaylığını açıkladı. Mevcut başkan Saadet Partili Kibiroğlu da yeniden aday. Eski İl Gençlik ve Spor Müdürü Vedat Bayram da DYP adayı.


ZAMAN:
Eminönü Platformu, başkan adaylarına maruzatlarını anlattı



İstanbul’un tarihi yarımadası Eminönü’nde kurulan platform, 41 gün sonra seçilecek belediye başkan adaylarına sıkıntı ve isteklerinden oluşan ‘maruzat’larını sundu.

Eminönü Platformu, daha önce düzenlediği Eminönü Hemşehrilik Beyannamesi’nden sonra bu kez isteklerinden oluşan ‘Maruzat’ı ilçeyi yönetmeye talip başkan adaylarına anlattı. Citadel Otel’de düzenlenen programın açılış konuşmasını yapan platform sözcüsü Kasım Zoto, dünyanın yerelleşmesine rağmen standartların global olduğunu belirterek “41 gün sonra değil, biz şimdi maruzatımızı anlatıyoruz.” dedi. Yapılan kısa konuşmanın ardından toplantıya katılanlara söz hakkı verilmeden ‘Maruzat’a geçildi. Slayt gösterisi ile aktarılan sunumda 2003 Ağustos ayında kurulan platformun Eminönü’nde iş hayatı olan, ancak burada ikamet etmeyen insanları ilçenin yönetimine katılmaya teşvik ettiği belirtildi.

Toplantıya katılan siyasiler ve belediye başkan adaylarına şu maruzatlar iletildi: En az 30 bin kişiye yetecek kapasitede konut üretilmeli, kültürel yaşam ve üniversiteler eski canlılığına kavuşturulmalı, turizmin katma değerinin ‘Lafta değil, gerçekte’ Eminönü’nde kaldığı günlere varılmalı. Toplantıya Eminönü başkan adaylarından SP’li Lütfi Kibiroğlu ve DYP’li Vedat Bayram ile CHP’liler katılırken, AK Parti başkan adayı Nevzat Er iştirak etmedi. Platformun aralık ayında yaptığı Hemşehrilik Beyannamesi’ne 5 binin üzerinde katılım olduğu öğrenildi.

Murat Alavar, YENİ ŞAFAK:
Tarihi yarımadanın 'maruzatı' var



Eminönü Platformu, kendi üyeleri ve siyasileri biraraya getirdiği toplantıda 'vaadlerle oy kazanma devrinin sona ermesini' içeren "Hemşehrilik maruzatı"nı sundu.

Eminönü Platformu, seçimlere 41 gün kala Tarihi Yarımada Eminönü için "Hemşehrilik Maruzatı"nı açıkladı.

Sultanahmet sahilindeki Citadel Otel'de düzenlenen toplantıda, Eminönü Platformu yetkilileri, siyasi parti temsilcilerinden talep ettikleri arzu ve isteklerini dile getirdiler. Etkinliğe, Eminönü Belediye Başkanı Lütfi Kibiroğlu, DYP Eminönü Belediye Başkan adayı Vedat Bayram, Mimarlar ve Mühendisler Odası Genel Başkanı Oktay Ekinci, Eminönü Platformu Sözcüler Kurulu Üyeleri Kasım Zoto, Taner Yallagöz, Faruk Boyacı, Müberra Eresin ve çok sayıda platform üyeleri katıldı.

EMİNÖNÜ 'OTOPARK' OLMASIN

Etkinlikte, platform yetkilileri tarafından hoşgeldin konuşmasının yapılmasının ardından, "Hemşehrilik Maruzatı" sunumu gerçekleştirildi. Sunumda, Laleli'den Mısır Çarşısı'na, geçmişte cazibe merkezi olan alışveriş alanının tekrar canlandırılması istendi. Eminönü'nin bir minibüs ve otobüs parkı olmasından kurutulması gerektiği belirtilen maruzatta, ilçenin İstanbul yaşam kültürünü ve tarihini tanıtma amaçlı, turizm, alışveriş, kültür ve eğitim bölgesi olması gerektiğine dikkat çekildi. Sunumda ayrıca, siyasilere 2009'un Eminönü için yeni bir başlangıcın yılı olması gerektiği de ifade edildi.









19 Şubat 2004 Sunumları web sitemizde!



"Hemşehrilik Maruzatı"

"İşbirliği - Güçbirliği Yaklaşımı

(Power Point formatındaki sunumların indirilmesi bağlantı hızınıza göre zaman alabilir...)

19 Şubat 2004

MARUZAT DÖNEMİNE SON!
ÇOK TARAFLI, BİRLİKTE İYİ YÖNETİME EVET!





Bugün 19 Şubat 2004, Perşembe günü, Sultanahmet sahilindeki Citadel Otel’de Eminönü Belediye Başkanı ve başkan adaylarının da izlediği etkinliğe katılanlar, önce Eminönü Platformu’nun bundan önce düzenlediği “Eminönü Hemşehrilik Beyannamesi İmza Töreni”nde imzalanan beyannameleri arasından geçerek toplantıya girdiler...
Bu sırada konuklara “Seçmenin dimağını açan, Bilinçli Oy atmasını sağlayan"(!) "Eminönü İksiri" ikram edildi. Daha sonra “Hemşehrilik Maruzatı” sunumuna geçildi. Sözcük anlamı “Mevkii veya makam bakımından kendinden büyük birine sunulan dilek’ olan ‘Maruzat’ devrinin kapanıp, çok taraflı, birlikte iyi bir yönetim tarzının temellerinin atılması” gereğine dikkat çekildi. Bu bağlamda; 2003 Ağustos’unda kurulan Eminönü Platformu’nun, “Tarihi yarımadada ikamet ederek, gerçek hemşehri ve bilinçli seçmen olma yolunda çalışmalar yapmak amacıyla" kurulduğu vurgulandı. Sunumun ikinci bölümünde Platform’un iş ve güçbirliği yaklaşımı anlatıldı ve beklentiler şöyle özetlendi:
“2009’a kadar beklentilerimiz:
En az 30 bin kişiye yetecek kapasitede (tarihi binalardan faydalanılarak) konut üretilmeli,
Kültürel yaşam ve üniversiteler eski canlılığına kavuşmalı,
Ticaret alanları uygar alış-veriş ortamlarına dönüşmeli,
Turizmin katma değerinin “lafta değil, gerçekte” Eminönü’nde kaldığı günlere varılmalıdır!”



Eminönü İksiri! Muberra Eresin, Kasım Zoto, Taner Yallagöz

CNN Türk röportajda...

Hürriyet'ten Süleyman Arat "iksir"i deniyor!

Melih Aşık, Faruk Boyacı ile...

Perihan Çakıroğlu, (Finansal Forum) konuklarla...

Şükran Soner ve Oktay Ekinci (Cumhuriyet)

Şelale Kadak (Sabah) konuklardan Talha Çamaş ve Tavit Köletavitoğlu ile

Kasım Zoto açışı yaparken...



03 Şubat 2004

YENİ BİR ETKİNLİK DAHA DÜZENLİYORUZ!


"HEMŞEHRİLİK MARUZATI" ve "PLATFORMUN YAKLAŞIMI"!


19 Şubat 2004, Perşembe günü, 12.00-14.30 saatleri arasında Citadel Otel’de (*) toplantı yapılıyor!

Gündem:
Eminönü’ne itibarının iadesi ve tarihi yarımadaya gerçekten sahip çıkılarak, ilçenin ve ilçede yaşayanların yaşam kalitesinin yükseltilmesi için sivil iş ve güçbirliği, "maruzat" döneminin kapanışı, "gerçek hemşehrilik ve çok taraflı iyi yönetim talepleri"nin başlatılması...

(*) Adres:
Kennedy Cad. Sahilyolu No:32 Ahırkapı
34400 Sultanahmet / İstanbul
Sınırlı sayıda ve "Davetiyeli" Katılım İçin İletişim: Cengiz Yılmaz- Koordinatör
Tel: 0212 5200800 Faks: 0212 5144305 cengizyilmaz@eminonuplatformu.org